Google
 

SİDE

Güney Anadolu’nun Ortasında bulunan ve ve bugünkü Antalya ilinin sahil düzlüğünü kapsayan bölgeye Pamphilia bölgesi deniyordu. Side Antik Kenti Attaleia yani bugünkü Antalya kuruluncaya kadar bu bölgenin tek liman şehir idi. Fakat Side’nin en eski tarihi ile ilgili bilgiler daha aydınlatılamamış durumdadır.

Side tarihinin Hitit'lere kadar uzandığını göstermektedir. Kent bir yarımada üzerine kurulmuştur. Kara ve deniz surları ile korunan Side, Helen ve Roma devirlerini yaşamıştır. Surları ve giriş kapısı dikkati en önce çeken yapılarıdır. Toros Dağları'nın eteklerinden ve çevreden kente su getiren çok sayıda suyolu kalıntısı görülür. Eski bir hamam restore edilerek müze haline getirilmiştir. Bu müzede Side'de bulunan eserler sergilenmektedir.

Side'nin en önemli yapısı 15.000 izleyici alabilen tiyatrosudur. Roma eseri olan tiyatronun bölgedeki diğer antik tiyatrolardan farkı, oturma yerlerinin eğimli bir arazi üzerine kurulmamış olmasıdır. Tiyatro iki katlı ve 20 m. yükseklikte kemerli bir yapı üzerine oturtulmuştur. Orkestra ve sahne kısımları yıkıntı halindedir. Tiyatronun altında yağmur sularının aktığı kanallar vardır. Sütunlu Yol, Zafer Takı, Liman, Hamamlar, Tapınaklar, Çeşmeler, Su Sarnıçları, Su Yolları ve Agora gibi yapılarıyla gezilip görülmeye değer bir yerdir Side.


Şehir, Coğrafyacı ve gezgin Strabon tarafından Batı Anadolu şehirlerinden Kyme’nin bir kolonisi olarak ta gösterilmektedir. Kuruluş tarihi kesinlikle bilinmemekle beraber ikinci kolonizasyon hareketi sırasında yani M.Ö 7. yy. da kurulduğu söylenebilir. M.Ö 6. yy da Lidya egemenliğine giren Side Lidya Krallığının yıkılmasından sonra Perslerin egemenliğine girmiştir(547). Büyük İskender’in Anadolu seferinde İskender’e direnmeden şehir Makedonya Kralının hükümdarlığını kabul etmiştir.(M.Ö 334).

İskender’in ölümünden sonra Side yavaş yavaş önemini artırmış ve Helenizm Krallıkları arasında bir kavga konusu olmuştur. M.Ö 324 den M.Ö 303 yılına kadar kent Ptolemaosların egemenliğine girmiştir. (M.Ö 301-MÖ 218) Ptolemaosların egemenliğinde çok uzun süre kalmayan Sideliler bundan sonra 30 yıl kadar sürecek olan Selevkos egemenliğine girmişleridir. (M.Ö 215-189). Şehir Apemea barışından sonra Bergama Krallığının egemenliği altına girmiştir. Bu dönemden sonra Roma egemenliğine giren Side bu dönemde en parlak dönemini yaşamıştır.

Şehrin bugünkü kalıntılarının çoğu ve Side Müzesindeki bir çok eser bu döneme tarihlenmektedir.

Side tarihinin Hitit'lere kadar uzandığını göstermektedir. Kent bir yarımada üzerine kurulmuştur. Kara ve deniz surları ile korunan Side, Helen ve Roma devirlerini yaşamıştır. Surları ve giriş kapısı dikkati en önce çeken yapılarıdır. Toros Dağları'nın eteklerinden ve çevreden kente su getiren çok sayıda suyolu kalıntısı görülür. Eski bir hamam restore edilerek müze haline getirilmiştir. Bu müzede Side'de bulunan eserler sergilenmektedir.

Side'nin en önemli yapısı 15.000 izleyici alabilen tiyatrosudur. Roma eseri olan tiyatronun bölgedeki diğer antik tiyatrolardan farkı, oturma yerlerinin eğimli bir arazi üzerine kurulmamış olmasıdır. Tiyatro iki katlı ve 20 m. yükseklikte kemerli bir yapı üzerine oturtulmuştur. Orkestra ve sahne kısımları yıkıntı halindedir. Tiyatronun altında yağmur sularının aktığı kanallar vardır. Sütunlu Yol, Zafer Takı, Liman, Hamamlar, Tapınaklar, Çeşmeler, Su Sarnıçları, Su Yolları ve Agora gibi yapılarıyla gezilip görülmeye değer bir yerdir Side.

(Teşekkürler www.sidebelediyesi.com )

www.antalya-ws.com